Sitemizde Ara

  • “Hayat devam ediyor”... Ama kime?
  • Devlet erkanının “hediye merasimi” hiç bu kadar “acı” olmamıştı
  • Afyon’daki patlama, “Kriz iletişiminde sakın yapma” dersi gibi


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
 


Hiç böylesine aşikarı olmamıştı.
Hani, ‘planlansa, kurgulansa’ bile medya kazasının bu kadarını hayal edebilmek bile mümkün değil.

25 askerin şehit olduğu, hala nedeni üzerinde “muamma” bulutlarının dolaştığı Afyon’daki patlama sonrasında kente giden Genelkurmay Başkanı ile Vali arasında resmen “resimli roman” yaşandı.

Resimli Roman’ın kahramanları, bir cephanelik dolusu medya konusunu patlattılar, sonra da olay medyaya yansıyınca “Vay, biz ne yaptık ya” deyip aydılar.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Afyon’a gelişindeki hal ve tavrında zaten bir öfke ve kızgınlık vardı. Medya karşısındaki tavrı da sanki patlamaya medya yol açmış veya “25 şehidi fazlasıyla medya abartmış” tadındaydı.



Olay yerinde inceleme yapıp, uzaktan çekilen görüntülerdeki el kol hareketlerinden anlaşıldığı kadarıyla üst düzey komutanlara “fırça” atan Genelkurmay Başkanı ardından Valiliğe gitti.
 
Medyanın “Açıklama yapacak mısınız?” yönündeki sorularıyla karşılaşan Genelkurmay Başkanı, “Her şey ortada. Yazan zaten yazacağını yazıyor” deyip bir hışım Valilik’ten içeri girdi.

Sonrasını ise Afyon Valiliği’nin resmi sitesinden öğrendik hep birlikte.

Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Orgeneral Özel’i Valilik’te ağırlarken, böylesi bir günde akla hayale gelmeyecek “hediyeli bir ağırlama” icra ediyordu.

Vali, sanki “kutlama” ziyaretinde bulunmuş gibi Genelkurmay Başkanı’na bir el dokuması Bayat kilimi, Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı ve bir de plaket takdim ediyordu, ziyaretin anısına.

Devlet erkanının “resmi refleksi” türünden bu hediyeli ağırlama karşısında, Genelkurmay Başkanı da hediyeleri karşılıksız bırakmıyor, yine “devlet erkanı refleksi” ile yanında taşıdığı plaketi Vali’ye takdim ediyordu.

Buradan da anlaşılıyordu ki, kapalı kapılar ardında devletin üst düzey yetkilileri karşılıklı plaketleşerek, birbirlerini taltif ediyorlardı, konu ne olursa olsun. Demek ki her koşulda plaket zorunluydu.

Kapalı kapılar ardında, basına kapalı gerçekleşen bu hediyeleşmenin fotoğrafları Valilik Özel Kalemi tarafından çekilerek, resmi internet sitesinde yayınlanınca, ortalık fena karıştı.
 
Medya dahil fotoğrafları gören herkes, “25 gencin şehit olduğu yerde bu neyin hediyesi?” diyerek, bayram ziyareti kıvamındaki gülücüklerle birbirine hediye vermelerine tepki gösterdi.
 
Olay bir kaç saat içinde öyle hızlı tırmandı ki ziyaret sonrası konulan fotoğraflar resmi siteden apar topar kaldırıldı.
Ama çok geçti.

Sonrasında yapılan açıklamalar ise yaşanan medya kazasını daha da dramatik hale getirdi.
 
Çünkü hediye veren Vali Balkanlıoğlu, "Ziyaretimize gelen tanıtım potansiyeli olan popüler kişilere yöre halkına ekonomik katkı için lokum, sucuk gibi ürünlerden hediye ediyoruz” derken, “Hayat devam ediyor. Bir acımız varken buna ara mı verelim?" diye sordu.

Hızını alamayan Vali, Genelkurmay Başkanı’nın “özellikle medyanın yazdıklarından dolayı çok üzgün olduğunun” altını çizdi ve “Konuşmayacağım” diyen Genelkurmay Başkanı’nın da sözcülüğüne soyundu.

Vali’nin “Ölen ölmüş, hayat devam ediyor” sözü Genelkurmay Başkanı’nı belli ki rahatsız etmişti, bir gün bekleyip, iyice düşünerek bir açıklama yaptı, durumu biraz Vali’nin üzerine yıktı;

“Sayın Vali'nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim.”

Genelkurmay Başkanı, halk diliyle kısaca “ketenpereye geldiğini” söylüyordu.


SONUÇ

Afyon’da 25 askerimizin şehit olduğu patlamanın ardından yapılan açıklamalar, “kriz iletişimini ele yüze bulaştırmanın çarpıcı örnekleriyle” doluydu;


  • Kente, İçişleri Bakanı veya Milli Savunma Bakanı yerine Afyonlu diye Orman Bakanı’nın gönderilmesi,
  • Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun daha ilk açıklamada çam kozalakları patlamış misali olayı küçümseyip, “Böyle olaylar Hindistan’da, Pakistan’da da oluyor” demesi,
  • Eroğlu’nun 25 gencimiz için “tane” demesi ve henüz nedeni belli değilken bile medyayı “kaza olduğuna” ikna çabası,
  • AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in ise patlamanın sabahında, yemeyip içmeyip twitter üzerinden, “Veysel Eroğlu bakanımıza teşekkür ederim. Gece saat 3'te aradım ayakta idi ve bu kaza ile ilgileniyordu” diye tebrik yollaması,
  • Hüseyin Çelik’in bununla da yetinmeyip, Genelkurmay Başkanı’nın hediye alışverişini yadırgamadığını, “ancak bir eğlenceye katılıp halay çekseydi yadırgayabileceğini” söylemesi,

Sonuçta, tüm bunlar ve benzeri açıklamalar herkesi bu hafta adeta zıvanadan çıkardı.

Pazar günü itibarıyla cenazelerin bir çoğu ailelerine teslim edilememiş, geriye yürek burkan bu “resimli roman” kalmıştı.