• Siyasetin teknoloji ile imtihanı… 
  • Gün gelir siyasetçiyi karısı bile savunamaz
  • İngiliz Başbakanı Gordon Brown mikrofonu açık unutunca, koltuğundan  oldu


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



Herkesin bildiği “sır”lardan biri, Barack Obama’nın internet medyasındaki propaganda teknikleriyle seçimi kazanmasaydı.

Ama siyasetçilerin teknoloji ile olan imtihanlarından birinde, İngiliz İşçi Partisi Lideri Gordon Brown fena halde çakıldı.

Teknoloji, seçim de kazandırır, seçim de kaybettirir.

Gordon Brown’a seçim kaybettiren teknolojiyle karışık medya kazası Rochdale kentinde başladı.

Anketlerde, Muhafakazar Parti liderinin hemen bir kaç puan arkasında görünen Gordon Brown, seçim kampanyasını yürütürken Rochdale kentinde taraflarıyla bir sohbet toplantısına katıldı.

Gayet olumlu geçen toplantı mekanından ayrılıp, arabasına doğru yürürken, sadık bir İşçi Partili kadın tarafından durduruldu.



İşçi Partili Gillian Duffy, Doğu Avrupa’dan ülkeye çok fazla göç olduğunu, bunun da işsizlik ve suç oranını artırdığını söylüyor, göçmenlerin engellenmesini istiyordu.

Gordon Brown, kameralar önünde kadına son derece nazik ve anlayışlı davrandı.

İngiltere’den de çok sayıda göç olduğunu, göçmenlerin ülkeye dinamizm kazandırdığını söyleyerek, kadının fikrine katılmadığını nazikçe belirtti ve konuşmayı “dostane bir havada” sona erdirdi.

Buraya kadar her şey deneyimli bir siyasetçiden beklenir şekilde oldu.

Ama bundan sonrası tam bir medya felaketiydi.

Gordon Brown, toplantıda takılan yaka mikrofonunu üstünde unutmuş, danışmanlarından hiç birisi de onu uyarmamıştı.

Dahası mikrofon açıktı ve kablosuz olduğu için belli bir süre İşçi Partisi liderinin söylediklerinin herkes tarafından duyulmasını sağlıyordu.

Brown arabaya girer girmez, biraz önce nazik bir dille konuştuğu partili yandaşı ile ilgili ağır ithamlarda bulunup, “dar kafalı bağnaz” diye arkasından verdi veriştirdi.

Medya tabii ki kayıttaydı.

İlk reaksiyon canlı yayında Sky News televizyonundan geldi.

Sky News muhabiri, biraz önce Başbakan Gordon Brown ile konuşan kadını durdurup, “Bakın Gordon Brown sizinle ilgili ne söyledi, dinlemek ister misiniz” dedi ve hakkındaki aleni ifadeleri dinletip, üzerine dört başı mamur bir canlı yayın yaptı.

Brown’un bir sonraki durağı ise BBC radyosuydu.

Radyoya konuk olduğu sırada, yapımcılar “Size bir şey dinletmek istiyoruz” diyerek, aleni ifadelerin yer aldığı ses kaydını dinletince, başından aşağı kaynar sular döküldü Gordon Brown’un.

Hem yaşlı bir kadına hakaret etmiş, hem de sadık partililerini tam da seçim arifesinde küstürmüştü.

Radyoda hemen özür dilerken, çıkışta soluğu Rochdale kentinde, Gillian Duffy'nin evinde alan Gordon Brown, özrünü şahsen iletti.


SONUÇ

Gordon Brown, bununla kalmadı, İşçi Partisi üyelerine de bir mektup yazarak, özür bildirisi yayınladı:

“Bazen söylemek istemediğiniz şeyleri söylersiniz. Bazen yanlışlıkla bazen de söyler söylemez çabucak düzeltmek istediğiniz şeyleri söylersiniz.”

Hatta, eşi çıkıp, “Benim eşim öyle kötü sözler söylemez,  onu demek istememiştir” demeye getiren açıklamalarda bulunduysa da gazeteler ve televizyonların manşetlerine oturdu, Brown’un bu mikrofon dikkatsizliği.

Seçmen sandık başına gittiğinde İşçi Partisi liderinin beceriksizliğini ağır bir şekilde cezalandırdı.
Seçim öncesi anketlerde bir kaç puan geriden takip ettiği rakibinin sekiz puan altına düştü ve sandıktan Brown’a koalisyon çıktı.

Şimdi İşçi Partisi, liderinin koltuğunu sorguluyor. Mikrofon kazasıyla, Brown’u siyasette zor günler bekliyor.

Gordon Brown’un seçimi kaybettiğinin belli olduğu saatlerde Türk medyasına bomba gibi CHP lideri Deniz Baykal ile ilgili bir kaset düştü. Deniz Baykal’ın teknolojiyle  bu imtihanından nasıl bir siyasi manevra ile çıkacağını ise hep birlikte göreceğiz.